Sen bulursun bir ihtiyaç sahibi, olur değil mi? diye sordu. "Tamam kardeşim" dedim. Çıktı gitti. Diğer kardeşimiz belli ki sokakları temizleyen birisi. O da kalktı biraz sonra çıkıyor kapıdan ama gözlerinde yaş var. Ben 55 yaşındayım, insanların halini biraz anlarım. Kardeş bak kimse yok gel anlat dedim. Hocam, iki evladım var. Daha dün işe girdim elim biraz dar. Maaşa da çok zaman var. Öğretmen bir şeyler istemiş. Bizim de borç isteyecek kimsemiz yok ki idare edelim maaşa kadar.
İçim daraldı, dua ettim.
RÂBBİM'den bir çıkış kapısı istedim.
Kardeşim bak, inanmayacaksın ama az önce çıkan bey bana zarf verdi.
Bunu ihtiyaç sahibi birine iletir misin dedi. Buyur bu senin duanın kabul eseri. Akşama doldur sepeti, sevindir o iki garibi dedim. Zorla kabul ettirdim. Zarfı açmamıştım, kaç para var bakmamıştım. Adamcağız da sevinip çıktı gitti. Sonra oturup şükrettim. Allah’ım dedim. Adak adayanı da, para lâzım olanı da, camiinin hocasını da aynı mekânda buluşturdun. Zarfa bile baktırmadın, çünkü ben eminim ki sen lazım olacak kadar içine koydurdun. Beni de bu yolda vesile kıldın. ÂLLÂH’ım sana HAMDOLSUN.