Bir kadın gece yarısı ıssız sokaktaki evine dönerken adamın biri kolundan yakalayıp az ilerdeki parka sürüklemiş ve çalı yığınının arkasına yatırmış..Pantolonunu aşağı doğru indirip kadının üzerine çullanmış..Kadın 'imdaat yardım edin dolandırıcı var...!! var diye bağırmaya başlamış.Adam dizlerine kadar inen pantolonuyla ayağı kalkmış ve ben dolandırıcı değil tecav-zc-yüm demiş adam.Bunun üzerine kadın^^ulan bu kadarcık şeyle t-cav-zmü olur bu resmen dolandırıcılık!!!
SULTANIN GÖĞÜSLERİ
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun göğüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin göğüslerine dokunmak.. Tüm cesaretini toplayıp haremağasına açılmış.. – “Bana sultanın göğüslerini koklat. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin” demiş. Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı – büyücü karışımı bir kadın varmış. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyeceği korsaya iyice sürmüş. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Göğüsleri yangın yeri gibi yanmaya başlamış. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha “Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed’in dili.