AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “1725 Aralık’tan sonra AK Parti bütün kongrelerinde, belediye ve genel seçimlerde kılı kırk yardı, ince eleyip sık dokudu ve bu yapıyla ilişkisi olan kimseyi partiye yaklaştırmadı. Bu yapıyla ilişkisi olanlar da 1725 Aralık’tan sonra zaten AK Parti’den ayrıldılar.” dedi.
Mahir Ünal, CNN Türk’te katıldığı programda “FETÖ konusunda devlet içinde ciddi bir temizlik yapıldı mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“1725 Aralık’tan sonra AK Parti’den kimler ayrıldı? Bunlar nereye gittiler? Bunların hepsi biliniyor. Bunları isim isim sayabiliriz, bunların kim olduğunu kamuoyu biliyor. 1725 Aralık’tan sonra AK Parti bütün kongrelerinde, belediye ve genel seçimlerde kılı kırk yardı, ince eleyip sık dokudu ve bu yapıyla ilişkisi olan kimseyi partiye yaklaştırmadı. Bu yapıyla ilişkisi olanlar da 1725 Aralık’tan sonra zaten AK Parti’den ayrıldılar. Hatırlayın Hami Yıldırım’lar, Hakan Şükür’ler, İlhan İşbilen’ler, Muhammed Çetin’ler… Bir sürü isim sayabilirim. Defoldu gittiler. Bunların nerede oldukları ve nereye gittikleri de yargının ve savcıların, Türk yargısının meselesidir.”
Devletin içerisinde de temizliğin büyük oranda yapıldığını aktaran Ünal, “Devlet büyük bir titizlikle bunlarla ilgili temizliğe dikkat ediyor ve temizlik yapıyor. 1725 Aralık’tan sonra biz bu hassasiyeti gösterirken Cumhuriyet Halk Partisi tam tersine bu yapıya açıklamalarıyla yaklaşımlarıyla adeta kalkan oldu, sahte tapeler yasaya aykırı, hukuk dışı şekilde TBMM çatısı altında Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kullanıldı maalesef. 15 Temmuz’dan sonraki süreçte de FETÖ’cüleri yargılayan mahkemeler bizzat CHP sözcüleri tarından itibarsızlaştırıldı.” diye konuştu.
Mahir Ünal, “Cemaat veya tarikatların devleti tekrar ele geçirmesinin önüne geçmek için ciddi bir irade var mı?” sorusu üzerine ise şunları söyledi: “Bizim Osmanlı geleneğimizde de devlet asla dini grupları kendi yapısına yaklaştırmamış, dini gruplar da devlete yakın olmamışlardır. Bizim geleneğimizde devlet her zaman bu gruplara karşı bir mesafede olmuştur ama saygısını da korumuştur. Bu gruplara karşı devlet düşmanlık da etmemiştir. Bu konuda devlet son derece hassas. Dini yapıların devlet içinde yapılanmasına asla müsamaha gösterilmemelidir. Çünkü eğer bir yapı devlet içinde yapılanmak istiyorsa bu ister dini olsun ister başka anlamlarda olsun buna zaten müsaade etmez. Devletin kendi iç hiyerarşisi, hukuku ve düzenlemesi vardır. Buna müsaade ettiğiniz anda devlet dediğiniz şeyi zaten ortadan kaldırırsınız.”
Skandal görüntüler kamuoyunu ayağa kaldırmıştı: Kızılay'dan "Maden suyu fabrikası kapatıldı mı?" sorusuna yanıt9 izlenme
Eylem Tok’un oğlu Timur Cihantimur’a cezaevinde saldırı9 izlenme
Çin'den NATO'ya çağrı: "Sözde Çin tehdidini abartmayı bırakın"6 izlenme
Yine Atatürk demedi! Kahraman, Ata’mıza Mustafa Kemal demekle yetindi!9 izlenme
Abdurrahman Dilipak: "Hani haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandı?"6 izlenme
Son dakika: Koronavirüs uyarısı yapıldı! İstanbul sınırında...8 izlenme
Ekonomistlerden 8 ay sonra sabit tutulan faiz kararına tepki! “İlk fırsatta indirecek”9 izlenme
İTÜ öğretim üyelerinden Elazığ depremi açıklaması: "40 cm civarında yer değiştirme var".10 izlenme