Bir hocaya sorulabilecek en ilginç soru! Verdiği Cevap gündem oldu! HOCANIN CEVABI YO'RUUM'DA
Kanal 7 ekranlarında yayınlanan Prof. Dr. Mustafa Karataş ile Muhabbet Kapısı’na gelen sorular zaman zaman gündem oluyor. Son olarak yayına katılan bir erkek seyirci sorusuyla ünlü ilahiyatçıyı şaşırttı.
Yayına bağlanan seyirci “Hocam ben 30 yıllık evliyim evde huzur yok hani idare idare
ik tane oğlum var eve gidiyorum eşimin suratı asık oluyor. Hani bende de var bende yok değil kendi hatalarım da çok. Yatağı yorganı ayırdık affedersin. Eee bana dedi ki ben seni sevmiyorum dedi. O zaman dedim sevmiyorsan bundan sonra sen benim bacım gibisin dedim yatak yorgan ayrı senelerdir ayrı yatıyoruz” dedi.
Prof. Dr. Mustafa Karataş “Sen şimdi boşanmak mı istiyorsun?” deyince seyirci “İmam nikahımız var mı yok mu onu soracağım, ya resmi resmi nikahımız var şu anda ama yatak yorgan ayrı” dedi.
SUNUCU MÜDAHALE ETTİ
Karataş ise ‘yatak yorgan ayrı’ sözünün tekrarlanması karşısında kendini tutamayarak “Yatak yorgan fazla demek ki” diyerek dikkat çekti. O sırada Nursel Tozkoparan “Hocam” diyerek müdahale etti.
Prof. Dr. Mustafa Karataş ayrı odada yatmanın nikahı düşürmeyeceğini söyledi. İlahiyatçı “sen benim bacım gibisin” sözlerinin haram olduğunu ifade ederek “Siz sabredin yorganları birleştirin” deyince stüdyoda herkes güldü.
Prof. Dr. Mustafa Karataş “Sen şimdi boşanmak mı istiyorsun?” deyince seyirci “İmam nikahımız var mı yok mu onu soracağım, ya resmi resmi nikahımız var şu anda ama yatak yorgan ayrı” dedi.
SUNUCU MÜDAHALE ETTİ
Karataş ise ‘yatak yorgan ayrı’ sözünün tekrarlanması karşısında kendini tutamayarak “Yatak yorgan fazla demek ki” diyerek dikkat çekti. O sırada Nursel Tozkoparan “Hocam” diyerek müdahale etti.
Prof. Dr. Mustafa Karataş ayrı odada yatmanın nikahı düşürmeyeceğini söyledi. İlahiyatçı “sen benim bacım gibisin” sözlerinin haram olduğunu ifade ederek “Siz sabredin yorganları birleştirin” deyince stüdyoda herkes güldü.
Delikçi Memet
Yeni evlenen çocuk cinsellik ile alakalı hiç bir bilgisi yoktur, kız da bir o kadar saf, ilk gece ne yapacaklarını bilmeden oynaşırlar. Sabah olduğunda babası oğluna sorar ne oldu ne yaptın.?
Oğlu cevap verir valla henüz birşey olmadı, ama çok yakında olur der babasına. Ertesi gün olur babası yine sorar ne oldu.? Cevap yine aynı bişi olmadı.
Aradan birgün daha geçer, babası yine sorar oğluna ne oldu.
Oğul bu sefer farklı bir cevap verir. Valla bayağı yumuşattım yakında kesin delerim der.
Aradan bu şekilde birkaç gün daha geçer, ama hiç bir değişiklik olmaz sonunda babası oğluna der.
Bak oğlum, bizim köyün altındaki köyde namlı bir adam var namınca ona delikçi Mehmet derler, istersen onu kimse duymadan çağırıp şu işi hallettirelim yoksa rezil olucaz elaleme. Oğul tamam der ve babası haber yollar delikçi Mehmete, adam gelir akşama eve ve derki beni bu gece yeni gelinle yalnız bırakın, sabaha işi bitirmiş olarak size teslim ederim der, bizim kör cahillerde tamam derler, adam zaten hovardanın önde gideni namı ile delikçi Mehmet, sabah olur delikçi gelinin işini bitirmiş vaziyette babaya teslim eder, üstüne üslük yaptığı hizmetin ücretinide alır ve çeker gider. Akşam olduğunda yeni damatla yeni gelin yalnız kalırlar bu arada gelin işi öğrendi tabi tecrübe sahibi oldu, nede olsa yeni damada her şeyi neyi nasıl yapacağını gösterir ve sabah olduğunda babası tekrar sorar ne oldu oğlum tamammı damat cevap verir.
Ya baba tamamda ben göbekten uğraşıyodum delmeye bu adam çok aşağıdan delmiş ya. Babası cevap verir o pezevenk ananıda ordan delmişti
HABERIN devamı için görsellere tıklayarak ilerleyiniz
Kızılderililerin genç reisi 18 yaşına geldiğinde canı kadın ister. Kabilenin büyücüsüne gider, der ki:
- "Oturan Boğa kadın ister." Büyücü:
- "Oturan Boğa ormana gitsin, üzerinde delik olan bir ağaç gövdesi bulsun ve onun üstünde eğitim yapsın, hazır olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir. Der ki:
- "Oturan Boğa hazır." Büyücü de kabiledeki en güzel kızı ona verir. Reis alır kızı çadıra girer.
- "90 derece eğil" der. Kız eğilince, kıza bir tekme vurur. Kız çığlık atarak bunu niçin yaptığını sorar. Reis şöyle cevap verir:
- "Oturan Boğa akıllandı, önce yaban arılarını kontrol!"
---------------------------------------------------
Bir gün bi adam ile kızı,karayoluyla Hakkariden Şırnağa gidiyorlarmış Arabalarının bagajında da bir sandık dolusu altın ve mücevher varmış Güle oynaya yollarına devam ederken birden yollarını teröristler kesmiş Adamı arabadan indirmişler,kızı da arabanın arkasından dolanarak babasının yanına gelmiş.Teröristler üstlerini arayıp bişey bulamıyınca arabayı alıp kaçmışlar. Adam yolun kenarına çökmüş.
-Gittii altınlar! Diye yakınmaya başlamış. Bunu görünce kız:
-Üzülme baba onları aşk üçgenime sakladım demiş.
Adam bunu duyunca iyice kendini yerden yere atıp:
-Tüüh,tüh!Anan da gelseydi,arabayı da kurtarırdık demiş.
Kadının başı çok ağrıyormuş. Demişler ki bir psikiatrist var. Harika tedavi ediyor. Neyse, gitmiş doktora, akşam eve gelince kocası sormuş
- "Ne oldu" diye.
- "Valla, bana telkin önerdi, bir yere oturup kafamı iki elimin arasına alıp sallana sallana 'bu kafa benim değil, bu kafa benim değil' diye tekrarlayacakmışım." Kadın 3-4 gün bu işe devam etmiş ve başağrıları tamamı ile geçmiş. Ancak bu sırada kocasında bir sorun baslamış. Adamda tık yok. Geceleri sırtını dönüp yatıyor. İlişki milişki hak getire. Sonunda kadının da ısrarı ile adam da aynı doktora gitmiş. Akşam eve gelince kadın ne oldu demiş. Adam
- "Bırak yaa demiş, bana da telkin önerdi ama ben öyle saçma şeyleri yapmam" demiş, demiş ama o günden sonra adam olmuş bir canavar. Eve gelince kadını hemen yakalayıp yatağa atıyor. Durum felaket. Neyse herkes çok memnun ama kadın da bu işin nasıl olduğunu merak ediyor. Bir gün kadın eve gelmiş. Adam
- "Hadi karıcığım demiş, sen hemen yatağa gir, ben bi banyoya gidip geleyim" demiş. Kadın gizlice adamı takip etmiş. Ne görsün. Adam banyoda klozete oturmuş, kafasını iki elinin arasına almış sallanıyor.
- "Bu karı benim değil, bu karı benim değil"
-------------------------------------------------------
Bir gün adamın biri tele kızın birisi ile beş yüz dolara anlaşırlar. Ve geceyi beraber geçirirler. Ancak sabah olup sıra parayı ödemeye gelince, adam cebinde yeteri kadar para olmadığını anlar. Tele kıza parası olmadığını, işyerine vardıktan sonra parayı zarfla göndereceğini söyler. Kız da kabul eder. Adam zarfın üzerine daire kirası yazacağını söyler. Adam işyerine vardıktan sonra parayı hazırlarken aslında gecenin o kadar da iyi geçmediğini, beklediği kadarda eğlenmediğini düşünür. Ve kadına beşyüz dolar yerine ikiyüzelli dolar göndermeye karar verir. Zarfın üzerine daire kirası olduğunu belirttikten sonra içine de şöyle bir not iliştirir.
Hanımefendi size beşyüz yerine ikiyüzelli dolar yolluyorum. Çünkü ben; Dairenizin daha önce hiç kullanılmamış oldugunu düşünmüştüm, ve dairenizin daha küçük olduğunu sanıyordum... Ayrıca dairenizin ısıtma sistemini de hiç beğenmedim. Daha sıcak olmasını bekliyordum" der. Ve zarfı kurye ile yollar. Kadın zarfı açtığında paranın eksik olduğunu ve yanına bir not iliştirilmiş olduğunu görür. Notu okuduğunda hemen cevap olarak şunu yazar.
-Beyefendi böylesi güzel bir dairenin daha önce kullanılmamış olabileceğini nasil düşünürsünüz,
-Aslında daire hiç de büyük değil. Sizin dairenin içini dolduracak kadar eşyanız olmadığı için size büyük gözükmüş olabilir. Ayrıca ısıtma sistemi de iyidir ancak siz ateşlemeyi beceremediyseniz ben ne yapabilirim.
Temel ile fadime evlenirler ve gerdek gecesine girerler,fakat Temel tutturur fadimeye illaki ters ilişkiye gireceğim diye,Fadime nekadar olmaz dediysede,Temel yalvara yakara ters ilişkiye girmeyi başarır.Aradan üçgün geçmesine rağmen Temel, Fadime ile konuşmaz.Ensonunda Fadime dayanamaz "Temel bütün suç senin zorla ilişkiye sen girdin konuşmayacak birisi varsa oda benim" der.Temelden tek bir cevap ben göt verenler ile konuşmam.
----------------------------------------------------
Bir gemi uzun bir yolculuğa çıkıyormuş ama bu gemide bir KAPTAN ve üç TAYFA varmış.Gemi daha sonra fırtınaya yakalanarak batmış ama nasıl olduysa KAPTAN ve TAYFA'ları kurtulmuşlar.Ama sonuç olarak bir adaya düşmüşler hemde YAMYAM'ların adasına .Adada ki olaylar daha sonra şu şekilde gelişiyor. Adaya geldiklerinin ilk gününde YAMYAM'lar bunları yakalar ve bir soru sorarlar .SoruLÜM MÜ yoksa MAKOKMU diye soru sorarlar . Ve sabaha kadar mühlet verirler ki iksinden birini seçmeleri için onlara zaman tanınır. Ertesi gün ilk tayfaya sorarlar ölümmü yoksa makokmu? Tayfa ölmektense bilmediğim şeyi olurum daha iyi der ve makok diye cevap verir.Ardından adamı bir kere sikerler ve bırakırlar.Diğer tayfaya da aynı soruyu sorarlar ve aynı cevabı alırlar ve onu da yaptıktan sonra serbest bırakırlar.Son tayfada aynı olayları yaşar ve serbest bırakılır. Sonunda KAPTANA gelmiştir KAPTAN çevresindekilere nutuk atarcasına ayağa kalkar ve "ben bir KAPTAN olarak gururlu ve şerefli bir insan yaşadım ve yine bu şerefimi hayatım pahasına da olsa vermem ben ölümü tercih ediyorum demiş." Bunu duyan kabile reisi "o zaman buna ölene kadar makok." demiş.