Mektupta şöyle denilmekte idi:
— «Oğlum! Görüyorsun ya, sana o kadar mal-mülk bıraktığım halde, bana bir çorabı bile çok görüyorlar. Elbette bir gün sen de benim gibi ölüp gideceksin. Aklını başına topla… Sana da birkaç metre kefenden başka birşey vermeyecekler. Sana bıraktığım malı, iyi harca, sarfedeceğin yerleri iyi seç. Çünkü senin kabre götüreceğin amelinden başka bir şey değildir.»
Din adamları ölüye kefenden başka bir şeyin giydirilmesinin mümkün olmadığına karar verdiler ve adam hakikaten birkaç metre bez ve ameliyle başbaşa kaldı.