Biz kardeşimle her sene aşure ayının ilk gününde aşure
yapıp dağıtırız. Bir gün gene aşure yaptık, süsleyip
tepsilere koyup dağıtmaya başladık. Ben aşureleri dağıttım
elimde tepsi dönerken esrarengiz bir adam çıktı karşıma.
Selam verdi aldım.
_Nasılsın kızım? dedi.
_Çok şükür iyiyim dedim.
_Ne mutlu sana dedi,« kime sorarsan iyiyim der geçer,
sen çok şükür diyorsun. Aferin sana hep böyle şükret» dedi.
Adamın insanın içini ısıtan, yumuşak ve çok düzgün bir
konuşma tarzı vardı.
_Sen çok iyi birisin ama bir eksiğin var, namazlarını
eksik kılıyor bazen kazaya bırakıyorsun buna dikkat et dedi.
Böyle deyince çok şaşırdım, çünkü bu doğruydu.
Şaşırdım aynı zamanda çok da üzüldüm, gözlerim doldu.
_Bana biraz yardımda bulunabilir misin? dedi.
_Ben kardeşime misafir geldim, yanımda yok dedim.
Adam yüzüme bakıp çok şaşırdığım o sözleri söyledi:
«_Çantanda bozdurulmamış para var,
kimse ile konuşmadan yukarı çık, o parayı bana getir» dedi.