Hasta ve Yalnız Oğullarım
Bir evin sessizliği, kapıların ardında yankılanan anıların fısıldadığı bir hüzün kıvılcımıyla doluydu. Işıklar, yaşlanan gözlerin gölgesinde solurken, zamanın geçişiyle birlikte hayatın acımasız doğası daha da belirginleşiyordu. İki oğlum, hayatımın en değerli parçaları, bir zamanlar gülüşlerle dolu olan bu evin köşelerinde kaybolmuş gibiydiler. Hastalığımın bedensel yükü ağırlaşırken, ruhsal yüküm de onların gözlerindeki endişe ve çaresizlikle derinleşiyordu. Son dileğim, benim için belki basit, ama onların gözünde bir sır gibi belirmişti; bu, hem bir veda hem de yeniden bir buluşma arzusuydu. O an, kalp atışlarımın yankısı, birbirimizi anlamanın ne denli kıymetli olduğunu hatırlatıyordu. Her şeyden önce, bir anne olarak onlara verdiğim bu mesaj, sevginin zamansız doğasını simgeliyordu.
Devamı sonraki sayfada...