Ben köyde ailemden sevgi görmeden büyüdüm. Ailem hep erkek çocuk beklemiş .

Babam hiç evde durmaz dışardan yer içer. Bizde öyle öğün falan yok acıkan ekmeğin arasına çökelek, peynir, reçel ne bulursa yerdi. Gece geç saatlere kadar ablalarımla radyoyu açar halı dokur sonra öğlene kadar yatardık. Annem pek evde durmaz o komşu senin bu komşu benim gezerdi. Evin işini üstünkörü ablalarım yarım saatte bitirir tekrar halıya otururduk. Ben hiç ev işi yapmazdım...
Bir hafta kaynanam ağzını açmadı sonra :«Kızım bak bu saatte kalkılmaz. Evin bereketi kaçar. Sabah namazı kılıp işleri kuşluk vaktine kadar bitirip birde kuşluk namazı kılınsa ne güzel olur» dedi. Ben namaz kılmayı bilmiyorum anne dedim. Ben sana öğretirim dedi.Her sabah erkenden kalkıp saat ona, en geç onbire bitiriyorduk. Bu köyde halı dokuma işi yoktu. Çok bağ bahçede yoktu evin ihtiyacı kadar ekip dikiyorduk. Her iş vaktinde yapılmazsa kaynanam adeta çıldırtıyordu. Mesela yemek yendi bulaşık hemen yıkanacak vb. Bu bana çok zor geliyordu ilk başlarda. Bağırıp çağırıyor kavga ediyorduk ama bunu asla oğluna yansıtmıyordu. Sonra ben onun düzenine alıştım. Bir süre sonra herşeyi öğrendim.Aslında her işi birlikte yapıyorduk ama işin ağır tarafını kendisi alıyordu. Seksenli yıllar mesela o zamanlar çamaşır makinesi yok birer leğen çamaşır yıkıyoruz
Reklamlar