Allah İsterse...

- Yoluna kurban bu kulun senin. Kimbilir kalplerine nasıl bir ilham bıraktın da, sonunda fakir halime acıyıp beni iyileştirmeye kalktılar hay güzel Allah’ım” diyerek Rabbine hamdediyordu.

Önce kirpiklerini küçük makasla kestiler. Ardından göz diplerine dört beş iğne vurdular. Fatma nineyi hastabakıcıların yardımıyla bir sedyeye koyarak odadan çıkardılar.

Üzeri yuvarlak lambalarla dolu masanın üzerine yatırıldığında, kendisine doğru eğilen doktorun şaşkın yüzünü gördü.







- Bu benim ameliyat edeceğim Fatma hanım değil ki.”

“- Şey, efendim…”

“- Ne sorumsuz insanlarsınız. Hastaların yatak ucunda asılı duran dosyaları süs diye koyuyorsunuz herhalde. Çabuk öbürünü getirin.”

“- Efendim, biz bu hastayı ameliyata hazırladık ama. Gözünün iğnelerini bile yaptık.”

Doktor çok sinirlenmişti. Fakat o sırada Fatma nine de bayılınca ameliyata başlamak zorunda kaldı.

Ertesi gün hemşireler, ameliyat olmuş gözünün pansumanını yaparlarken ihtiyar kadın, yanlışlıkla husule gelen durumdan aciz bir kulunu yararlandıran MA’RİFET SAHİBİ‘ne şükrediyordu.





Reklamlar