Temel, seyahate çıkmış. Uzun zaman evinden ayrı kalmış. Bir akşam bir kente gelip küçük bir otele inmiş.
Odasına yerleştikten sonra, aşağıya telefon etmiş. Telefonu otelin sahibi açmış.
Temel, ne istediğini söylemiş:
"Bana bir fahişe bulup gönderin."
Bunu söyledikten sonra telefonu kapatmış. Otelin sahibi şaşırmış. Yanında duran karısına dönmüş:
"Demin gelen müşteri kadın istiyor..."
Otelin sahibinin karısı öfkeden deliye dönmüş:
"Terbiyesiz adam, ne zannediyor bizim otelimizi. Hemen git o müşteriye ağzının payını ver..."
Otel sahibi, müşteriye ağzının payını verme fikrini pek tutmamış:
"Adama ne söyleyeceğim karıcım, bir terbiyesizlik eder, başım derde girer..."
Kadın çok sinirliymiş:
"Sen gitmezsen, ben gider söylerim..."
Ve, hışımla merdivenleri çıkıp Temel'in ağzının payını vermeye gitmiş. Kocası da aşağıda bekliyormuş. Yukardan gürültüler gelmeye başlamış.
Onbeş yirmi dakika sonra Temel aşağıya inmiş. Üstü başı yırtılmış, yüzü tırmıklanmış...
Otelcinin yanına gidip bir güzel çıkışmış:
"Ne biçim kadın göndermişsin be. İstemem diye tutturdu. Becerene kadar anam ağladı."
--------------------
Jack ve arkadasi Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmisler. Bir kaç saat yol aldiktan sonra korkunç bir kar firtinasina yakalanmislar. Yakindaki bir çiftlik evine arabalarini çekmisler ve evin çekici hanimindan geceyi orada geçirmek için izin istemisler.
- "Dul bir kadinim ben" diye açiklamis hanim,
- "Eger evimde kalmaniza izin verirsem komsular dedikodu yaparlar."
- "Endiselenmeyin" demis Jack, "ahirda da rahat edebiliriz."
Bir sene sonra Jack, dulun avukatindan bir mektup almis. Arkadasi Bob'u çagirarak sormus:
- "Bob, su çiftliginde kaldigimiz çekici dul kadini hatirliyor musun?"
- "Evet, hatirliyorum."
- "O gece geç vakit eve gidip, o kadinla yattin mi?"
- "Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptim."
- "Ona kendi adin yerine benimkini verdin mi peki?"
Bob yüzü kizararak cevap verir:
- "Evet, korkarim öyle yaptim."
- "Eh, sana çok tesekkür borçluyum dostum. Kadin ölmüs ve çiftligini de bana birakmis