Doktor ; “Çocuk pek halsiz düşmüş. Açlıktan bayılmış. Düzenli beslenmesi şart-” dediğinde, yüzümü yere eğdim utanarak. Çocuklarıma okula gitmeleri amacıyla 5 lira simit parasını dahi zor verebilirken, hekimin söylediklerinden sonra öyle üzülmüştüm ki… Veysel’in öğretmeni hastane kantininden yiyecek bir şeyler getirdiğinde, çocuk olanca gücüyle ve heyecanla yemeğe başlamıştı yiyecekleri. Diğer elinde tuttuğu poşeti ise biran bile yere bırakmıyor, göğsüne bastırıyordu sıkı sıkı. O gün Taburcu olduktan sonra ise eş güdümlü eve gittik…… O Akşam oğlumu yatağına yatırmış, ve komşudan ödünç un istemeye gitmiştim. Oğluma o akşam en sevdiği gözlemeden gerçekleştirmek istemiştim. Eve döndüğümde ise masanın üstünde çok güzel çiçek desenli bir etek. Ve çok sevdiğim renk kırmızı bir hırka gördüğümde, Veysel yatağında çok halsiz bir şekilde yüzüme gülümsüyordu; o an Veysel’e baktım. Ve şaşkınlıkla -“Oğlum şunlar da nerden çıktı?-“Kim aldı? -“diye sorunca. Veysel sevinç gözyaşlarıyla gülümsedi ve şu cümleler döküldü dudaklarından. -” Sana kalsa kendisine katiyen giyecek almazdın. Senden tost alma bahanesiyle her aldığım paradan biraz biriktirdim, durumumuzun olmadığını söylemiştin ya bana, bende verdiğin harçlıktan artırdım hem 1 hafta oruç tuttum. Sen okuldan kaçtığımı düşününce mecbur kaldım. Sana elbise almak amacıyla 1 aydır simit yemiyorum. Ve her gün biraz artırıyorum. Anneler günün kutlu olsun fedakar annem.-“dediğinde hıçkırıklarla sarılmıştım oğluma. Ve namacıyla bu tür bir şey yaptığını sorduğumda. -” O an sarılıp kokumu defalarca amacıylae çekti ve şu şekilde dedi gülümseyerek: -“Çocukları da annelerini çok ama çok severler, bende seni çok seviyorum. sen hiç üzülme ne olur Annecim”