Dr. İbrahim, bir gün Gülay'ın parmağında yüzük görür, açıklama bekler.
Gülay, "Ben nişanlandım" der.
"Kiminle?" sorusuna cevabı ibret vericidir ve derslerle doludur:
"Ben haddimi bilirim. Ben bir işadamı ile bir sanatkâr ile bir memur ile nişanlanmayı hayal etmem. Ben ancak benim gibi sakat biriyle nişanlanabilirim. Ben de öyle yaptım. Sağır ve dilsiz bir kişi ile nişanlandım, buna da şükrediyorum."
Gülay çok geçmeden evlendi. Düğünü çok kalabalıktı. Hemşerileri ve akrabaları onu yalnız bırakmamışlardı. Aradan zaman geçti. Gülay hamile kalmıştı. Dr. İbrahim, onu kadın-doğum uzmanına götürdü.
Uzman doktor Gülay'ın sırtındaki kamburluk sebebi ile "doğum" yapamayacağını söylüyordu. Gülay her ay periyodik olarak muayeneye geliyordu.
Gülay ne pahasına olursa olsun doğumu
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.