Aisha’ya kendi adına kayıtlı, deniz kenarında bir ev verdi. Sonrasında yeni lüks bir arabanın anahtarlarını… Sonrasında en iyi tasarımcılar doğrultusundan yaratılmış elbiselerle dolu bir gardırop. Mücevherler; elmaslar, altınlar, ender taşlar birbiri ardına ayaklarına serildi.
Şeyh sakince, “Bunların hepsi senin,” dedi. “Çünkü sen benim kaderim oldun.”
Aisha gözyaşlarını tutamadı. Bunların hiçbirini istememişti. Sadece orada durdu, amacıylae sürüklendiği kabusun aşka dönüştüğüne hala inanamıyordu.
Ve ablası bir kenarda durmuş, hareket edemiyordu. Kaçtığı kaderin bir başkasını şefkatle seçişini izledi. Leila, yaşamında ilk kez yaptığı Hatayı anladı.
Pişman oldu. Ama bundan sonra çok geçti.